Çağdaş medeniyet öyle kibirlidir ki; İslâm Devrimi’nden bir yıl sonra bile İran’daki olayların geçici olduğu, ülkenin eski şahlık günlerindeki haline geleceği sanısıyla uğraşmaktadır. Şimdi bir devrim gerçeği vardır. Saldırgan basın dünyasının çarpıtma süzgecine rağmen, İran’daki yeni gerçeğin kısa tecrübesi halkı bilinçlendirmiş, halihazırda varolan rejimin kaderiyle mühürlenmiştir.
Ellerinde hiçbir maddi kaynakları olmayan bu insanlar, süper güçlerin ve bazı küçük devletlerin muhalefetine rağmen nasıl muvaffak oldular? Nasıl? Yüzyıl sonra bile tarihçiler bu işin nasıl olduğunu merak edip kafa yoracaklar. Ama bir Müslüman baktığında İmam Humeyni’nin liderliğini ve onun İran Devrimine kattığı ahlâkî ve ruhî boyutları görecek.
